14 Haziran 2016 Salı

İnsanı insan yapan nedir?




Tam bir buçuk yıl sonra merhaba blog:) Kelimeler yine içimden taşınca ve başka yerlerde kısa kısa yazmak yetmeyince uğruyorum buraya sanırım,.Buraya genelde kendim ve hayat üstüne düşünür ve yazarım,bu ara insanlık halleri üzerine de fazlaca düşünüyorum .Herkesin ruhunu rahatlatan bir şey var,bazılarımız müzikte bulur iyi enerjileri, bazıları doğada, bazıları bir film izler defalarca ,bir diğer fotoğraf çeker,öbürü dostlarının yanına atar kendini anlatır da anlatır, bazılarının her  nefes alamadığında kaçtığı bir şehir vardır,bazen de hepsi birden sırayla yaparsın... önemli olan sana ne iyi geliyor onu bilmek aslında kendini bilmek temelde..Diyorlar ;ki nasıl bir istatistik sonucu buldular bilmiyorum,dünyanın en mutsuz halklarından biri olmuşuz acıklı ama ... Mutluluk dediğin bir amaç olunca dengesi kaçıyor herşeyde olduğu gibi bir tür haz deliliğine dönüyor,bence bir yol sadece böyle engebeli cinsten, yoldan zevk mi alacaksın bunu bir savaşa mı dönüştüreceksin sen seçiyorsun hayatın boyunca.. Öylesine zamanlardan geçiyoruz ki bu diyarlarda, evet kabul mutluyum demek bile dokunuyor insanın içine, ama herşeye rağmen küçük anlık mutluluklar olmazsa yaşamak çok zor...Benim  böyle zamanlarda klasiğim ise yazmak,hep yayınlamıyorum tabi ki de o ayrı:)

Bu aralar hem kendi hallerim hem de insanlık hallerine ilişkin karşılaştıklarım, beni bizi biz yapanın ne olduğunu düşünmeye zorladı. Mesela, bir video izledim geçenlerde,DNA nın yolculuğundan bahsediyordu,farklı insanlara yapılan testlerin sonunda ,o ırktan ve  o ülkedeki insanlardan nefret ederim diyenler, DNA larında o ülkeden izler görünce önce şaşırıyor sonra da önyargılarını değiştirmek zorunda hissediyordu.DNA ki, herşeyin başlangıcı gibi, kendimize baktığımızda öz dedikleri...Ne kadar kızsan ya da savaşsan mesela karşındaki çok uzaktan bir kuzenin düşünsene çok acayip değil mi ? Böyle bakınca dünya kocaman büyük  büyük bir köy gibi geliyor,belki aynı dili konuşamıyorsun ama akrabasın ne yaparsan yap bunu değiştiremiyorsun.


Son yüzyılda edindiğimiz, hatta her bir saniye maruz kaldığımız bilgi öylesine  büyük boyutta ki sanırım yüzyıllara eşdeğer bu konuda uzman olmasam da... Bilinçli ya da bilinçsiz bu bilgiyi de bir şekilde içimizde taşıyoruz,sonraki nesilllere aktarıyoruz.Mayıs ayında bir konferansa katıldım, konu aslında fazlasıyla farklı iken ana konuşmacı bir beyin cerrahı olunca zihin,insan,vücut ve hatta evren üzerinde uzun bir konuşma dinlemiş oldum.Konuşmacı,beynin yapısını anlatırken zihin düzeyinde bir şekilde birbirimize ve daha büyük bir zihne bağlı olduğumuzu oradan gelen verilerle hayatımızın şekillenmesinin mümkün olduğunu gördüklerini anlattı.Bahsedilen ruh değil bu arada tamamen bilimsel bir yapıdan bahsediyoruz.Bir teoriye göre geçmiş ,şu an ve gelecek aynı şeydir aynı zamanda yaşanır,bu ikisi birleşince dünya yüzündeki herşey benim için  niyeyse daha da bir anlam kazandı.Her bir şey birbirine bu kadar bağımlı ise kader denen şey ,evet çok bilimsel değil biliyorum,kim ne derse desin bir  şekilde var demek ki..Bu da bizi biz yapan diğer canlılardan farklı kılan noktalardan aslında galiba ,onlar  bazı durumlarda bilinçli tercihler yapsalar da insanlar tamamen farklı bir boyutta çünkü.Her ne kadar yapay zeka yapılmış ve hayli iyi yönde sürekli geliştirilmeye devam ediyor da olsa insandan farkı hep bizim o bilişsel özgünlüğümüz olacak duyularımız ,duygularımız da bizi biz yapan noktalar kısacası..

Zihnimizi kullanma biçimimiz ,duygularımız ve duyularımız ise bizi biz yapan eğer ,canavar ruhlu dediğimiz insanlar da var bu dünyada, onları da hayvan kategorisinde mi kabul etmeliyiz mesela ya da bir bitki olur bundan ancak mı demeliyiz? Ne yazık ki bu kadar basit değil, tanımlamalar yapmak ne kolay olurdu değil mi, yok kabul etmek ,şiddet uygulayanlar insan değildir demek mesela.. İyi ve kötü ile insanız ...Kalıtım ile geçen özelliklerimiz var ,ciddi ciddi şu genden kaynaklı diyebiliyor bilim insanları bunlara hatta,işin ilginci +1 kromozoma sahip olanlar hani engelli dediklerimiz var ya onlar daima iyi insanlar mesela kötülük kavramını bilmiyorlar.Bir de tabi,çevremiz ile iletişimimizin belirlediği özelliklerimiz var. Yaşadığımız toplumların dayattığı davranış kalıpları örneğin cinsiyete göre,bulunduğun yetiştiğin çevreye göre: Erkekler bunu yapmaz ,Kadının orada ne işi vardı vb. Yazarken ya da söylerken ne kolay değil mi ama bunun için mutsuz olan hatta ölen insanların olduğunu görünce değiştirmek için ne yapmalı noktasına geliyorsun..Bir de ailelerden gelen davranış yapıları var tabi,sen yapamazsın denen çocuk hayat boyu öğrenilmiş çaresizlikle başetmek adına herşeyi yapar;sevgiyi doğru şekilde almamış biri sevgi arsızı olup deli gibi onaylanma noktası arar ,ya da kronik bir mutsuz olabilir kolaylıkla mesela yetmez güzel şeyler de olsa ona hayatında hep eksiktir tamamlanamaz daha fazlası olsa diye uğraşır..


Kötülüğü aşmak mümkün mü peki ? En önemli cevap şu sanırım bu soruya : eğitim şart:) Eğitimi  iyi insanlar olmayı hatırlayacakları şekilde versek çocuklara ...Sonrası mı toplumun güzel değerleri var ya  aslında geçmişten kalma, onları hatırlasak, tekrar hayata geçirsek günden güne elbirliği ile şu ekranlardan ve her yerden durmadan pompalanan nefreti uzak tutsak böylece günlük hayatlarımızdan...kötülüğü iyilik saçarak yok etsek olmaz mı ya da  her bir günde bir kendimiz bir de başkası için küçücük de olsa bir iyilik yapsak mesela ? evet kendimiz için de çünkü en önemli değişim her bir insanın kendisinde aslında başkasını değiştirmek imkansız ama kendini dönüştürürsen dünya değişiyor :) Sürekli başkalarına iyilik yapma hali de  denge sorunu yaratıyor ,bağımlılık haline geldiği için ,hayatındaki boşlukları doldurup onaylanma ve sevilme ihtiyacını gidermeye dönüşüyor,dengesini kaçırdığımız her konuda olduğu gibi bizi kötüye götürüyor;çok aşırı çalışmak,aşırı alışveriş,internet bağımlılığı vb hepsi gibi... Hayal mi bu yazdıklarım  ,yok hayır ki ötesi de mümkün hatta eminim ki her bir insanın aklı da çözümleri de özel çünkü ,her birimizin farklı güzel çözümler ile iyi olanı çoğalttığımız bir dünya ne hoş olurdu..İyiliğin çoğaldığı güzel,umutlu günlere o zaman....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder